Özet:
Günümüzde teknolojinin hayatımızın ayrılmaz parçası olmasıyla birlikte sınırlar ortadan kalkmış, dünyayla bir olmak yani küreselleşme olgusu ön plana çıkmıştır. Küreselleşmenin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte işletmelerin yalnızca ulusal rakiplerini değil uluslararası rakiplerini de dikkate aldıkları bir küresel rekabet anlayışını benimsemelerine sebep olmuştur. İşletmelerin küresel rekabet anlayışı çerçevesinde, rekabet güçlerini destekleyen en önemli etmenlerden biri de bu işletmelerin faaliyet gösterdiği ülkelerin de küresel rekabet gücünü elinde bulundurmasıdır. Ülkelerin küresel rekabet üstünlüğü sağlayabilmesinin ve/veya koruyabilmesinin, bunun yanında da sürdürülebilir olabilmesinin önemli yapı taşlarından biri sürekli yenilikleri takip ederek üretim, teknoloji, sağlık, ulaşım vb. birçok alanda yenilikçi ve destekleyici faaliyetler içerisinde yer alabilmesidir. Rekabet gücünü sağlayan ekonomik gelişmişliğin göstergesi olarak son yıllarda inovasyon kavramı karşımıza çıkmaktadır. Schumpeter tarafından ortaya konulan inovasyon, eskilerin yerini yeni teknolojilerin alması ile ekonomik gelişmişlik ve teknolojik gelişim sağladığı ifade edilmektedir. Ekonomik gelişmişliğin önemli bir diğer göstergesi de girişimciliktir. Yeni veya kurulmuş piyasalara girme yeteneğine sahip bir işletme yaratma süreci, yenilikçi farklı bir sistem kurulması girişimcilik olarak ifade edilmektedir. Literatürde yer alan çalışmalara bakıldığında sıklıkla karşımıza inovasyonun ekonomik büyüme üzerine etkileri ve rekabet üzerine etkileri ile ilgili çalışmalar çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda inovasyon göstergeleri olarak patent sayıları ve Ar-Ge çalışmalarına yapılan harcama değişkenleri kullanıldığı görülmüştür. Girişimcilik ile ilgili çalışmalarda ise girişimciliği temsil eden faktörler olarak yeni firma sayıları, yeni süreç göstergeleri, istihdam verileri vb. değişkenler kullanılmıştır. Bu çalışmayla amaçlanan rekabetin temel taşlarından olan inovasyon ve girişimciliğin ekonomik büyüme ile ele alınarak küresel rekabet üzerine etkisinin birlikte incelenmesidir. Bu bağlamda, çalışmada hem zaman boyutu hem de birim boyutunun beraber ele alınabilmesi imkanını sağlayan panel veri analizi kullanılmıştır. Çalışmada 2006-2016 yıllarına ait 18 ülke için Dünya Bankası, Eurostat veritabanları ve Küresel Rekabet Raporundan alınan küresel rekabet endeksi, ekonomik büyüme, patent sayıları, Ar-Ge harcamaları, yeni işe girme yoğunluğu, yeni limited şirket sayısı değişkenler olarak ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda Ar-Ge harcamalarının etkisinin gecikmeli yansıyor olabilmesinden dolayı küresel rekabet üzerinde negatif etkisi olduğu görülmüştür. Ekonomik büyümenin, yeni iş yoğunluğu ve patent sayılarının ise küresel rekabeti olumlu etkilediği görülmüştür.