Özet:
Birinci Dünya Savaşı, tüm toplumun ve savaşa katılan tüm ülke ekonomilerinin
savaş için seferber edilmesi ile gerçekleşmiştir. Endüstrileşen ülkelerin seri silah
üretimi ile bütünleşen kitle orduları, başlı başına acılarla dolu olan savaşı daha da
acımasız ve korkunç hale getirmiştir. Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve süresince,
savaşın uzaması ve savaşın devamı için asker ihtiyacının artması ile Osmanlı
topraklarında zorunlu askerlik kapsamında, yaşları on beş ile kırk dokuz arasında
değişen erkek nüfusunun çok büyük bir kısmı asker olmuştur. Sıcak savaş ile yüz
yüze gelen askerlerin büyük çoğunluğunu, profesyonel askerlerden ziyade, köyünden
ve kasabasından çıkarak zorunlu askerlik statüsü ile orduya alınan erler ve yedek
subaylar teşkil etmektedir. Tarih yazımında yazıla gelen seçkin, imtiyazlı bir sınıfın
perspektifinden ziyade ve bu deneyimleri de dışlamadan, küçük, sıradan askerin
savaş tecrübeleri, yaşadıkları, hissettikleri yorumlanmaya çalışılmıştır. Sıradan
askerlerin, benlik belgeleri (ego documents), bu yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı’nı
anlayabilmemiz için yol gösterici olmuştur. Şimdiye kadar var olagelen ideal büyük
anlatılardan ziyade askerlerin dünyasından, bizlere sundukları kadarıyla, neleri
anlatmadıklarını da hep bir taraftan merak ederek, okumalar yapılmıştır. Beklenen ile
gerçekte yaşanan arasında çelişki arttıkça psikolojik gerilimlerin, anksiyetenin arttığı
varsayımı üzerinden kavramlar tartışılmıştır. Birlik ruhu, maneviyat, moral ve
toplumsal değer kavramları, bazen örtük bazen açıkça anlatılara yansıdığı şekliyle
anlaşılmaya çalışılmıştır. Cephe ve siper yaşantıları süresince, savaşın beraberinde
getirdiği şartların ağırlaşmasıyla yoğunlukları artan, korku nöbetleri, hezeyanlar,
yoğun kaygılar, duyarsızlaşmalar, sağlıklı düşünme- karar verme yetilerinin azalması
gibi travma emareleri, endişe ve derin kaygılar anlatıların satır aralarında aranmıştır.
Bu tez ile geleneksel tarih anlayışındaki büyük adamlar ve olayların tarihi yerine,
çokça ihmal edilmiş olan sıradan askerin, savaş deneyimi, cephe psikolojisi,
yaşadıkları, hissettikleri, yine onların kaleminden okumak amaçlanmıştır.