Rape, as a kind of sex crime, is generally seen as a threat against public order and morality. Each society has made its laws to prevent and punish the crime and has implied them. Ottomans also evaluated rape as a crime that was committed against not only an individual but also the Empire and thus executed necessary legal works. However, to understand what rape is truly in the Ottoman legal literature, primarily how Islamic law identifies rape and the influence of Islamic law on the Ottoman legal tradition must be analyzed. This analysis provides an opportunity to detect the continuity and difference in the Ottoman legal sources after the Tanzimat Edict (1839). Particularly, the Ottoman legal understanding became more objective and standard as a result of the codification movement after the Tanzimat and these innovations in the legal system seriously affected the identification of rape and determination of punishment for rape offense. Indeed, the Meclis-i Vala, which served as the most authorized legal institution between 1838-1876, includes significant data about the rape cases transmitted to the Meclis-i Vala to enlighten the trial process of rape offense and to analyze how the court dealt with rape offense. Besides, after the enactment of the 1858 Penal Law, sex crimes were collected under only one title and the punishments for rape were determined as exposure (teşhir), hard labor (kürek), imprisonment, and fine. Thus, the rape case records in the Meclis-i Vala provide a great chance to analyze how the court dealt with the articles of the penal law related to heterosexual and homosexual rape offenses, and the trial process was reflected. The purpose of this study is initially to show the terminological change by analyzing the terms to identify rape in the Ottoman penal laws. Then, it aims to bring out the legal continuity or change in the rape cases held in the Meclis-i Vala in the 19th century by using the 1858 Penal Law and the registrations of the Meclis-i Vala between 1858-1868.
Bir cinsel suç türü olarak tecavüz, genellikle kamu düzeni ve ahlakına karşı bir tehdit olarak görülmüştür. Her toplum, tecavüzün önlenmesi ve cezalandırılması için kendi kanunlarını yapmış ve uygulamıştır. Osmanlı otoriteleri de tecavüzü sadece bireye karşı işlenen bir suç olarak değil aynı zamanda İmparatorluğa karşı işlenen bir suç olarak değerlendirmiş ve gerekli hukuki çalışmaları yürütmüştür. Ancak, Osmanlı hukuk literatüründe tecavüzün ne olduğunu doğru bir şekilde anlamak için; öncelikle, İslam hukukunun tecavüzü nasıl tanımlandığı ve İslam hukukunun Osmanlı hukuk geleneğine etkisi dikkatlice analiz edilmelidir. Bu analiz, Tanzimat Fermanı (1839) sonrasında Osmanlı hukuk kaynaklarında tecavüzün tanımlanması hususundaki devamlılığı ya da farklılığı tespit etme imkânı sağlamaktadır. Özellikle; Tanzimat sonrası, Osmanlı hukuk anlayışı, kanunlaşma hareketi sonucunda, daha nesnel ve standart bir hal almış ve hukuk sistemindeki yenilikler, tecavüzün tanımlanmasına ve cezasının belirlenmesine ciddi bir şekilde etki etmiştir. Nitekim, 1838-1876 yılları arasında en yetkili hukuk kurumu olarak hizmet etmiş olan Meclis-i Vala’ya yansıyan tecavüz vakalarına dair, tecavüz suçunun mahkeme sürecini aydınlatmak ve mahkemenin tecavüz suçunu nasıl ele aldığını analiz etmek için, önemli veriler içermektedir. Ayrıca, 1858 Ceza Kanunu’ndan sonra, cinsel suçlar tek bir başlık altında toplamış ve tecavüz için verilecek olan cezalar, teşhir, kürek, hapis ve tazminat olarak belirlenmiştir. Şöyle ki; Meclis-i Vala’daki tecavüz dava kayıtları, 1858 Ceza Kanunu’nda homoseksüel ve heteroseksüel tecavüz suçları ile ilgili maddeleri nasıl ele aldığını ve yargılama sürecinin nasıl yansıtıldığını analiz etmek için büyük bir fırsat sağlamaktadır. Nitekim, bu araştırmanın amacı, öncelikle; Osmanlı ceza kanunlarında ve mahkeme kayıtlarında tecavüzü tanımlamak için kullanılan terimleri analiz ederek terminolojik değişimi göstermektir. Daha sonra, 19.yy’da, Meclis-i Vala’da görülen tecavüz davalarının yargılanma sürecini 1858 Ceza Kanunu ve 1858-1868 yılları arasındaki Meclis-i Vala kayıtlarını kullanarak hukuki devamlılığı veya değişikliği ortaya çıkarmaktır.