Özet:
Dünya üzerinde ilk COVID-19 vakasının görüldüğü 31 Aralık 2019'dan itibaren Türkiye, COVID-19 ile mücadele kapsamında birtakım önlemler almaya başlamıştır. Bu önlemler ile salgının etkilerini en aza indirmek ve artan vaka sayılarının önüne geçerek sağlık sisteminin yükünü hafifletmek amaçlanmıştır. Türkiye'de 11 Mart 2020'de ilk vakanın görülmesiyle birlikte Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi olarak ilan edilen COVID-19'un en çok 65 yaş ve üzeri yaşlı bireyler ile kronik rahatsızlığı olan bireyleri etkilediği sürekli olarak medyada geniş yer bulmuştur. Bunun yanında, özellikle hükumet yetkilileri tarafından riskli grup olmaları sebebiyle vaka ve ölüm sayıları yaşlılar üzerinden açıklanmış ve "evde kal" çağrısı yapılmıştır. Bu çağrılara ana akım medyada ve sosyal medyada her geçen gün artan, yaşlıların uyarıları dikkate almadığı, anlayışsız davrandığı ve vaka sayılarını artırdığı yönünde haberler de eklenince, yaşlılar "günah keçisi" ilan edilmiştir. Bu bağlamda yaşlılara karşı ayrıştırıcı, damgalayıcı ve ötekileştirici söylem ve davranışların oluştuğu görülmüştür. Bu çalışmada, COVID-19 sürecinde 65 yaş ve üzeri bireyler hakkında gençler tarafından Twitter üzerinden paylaşılan ayrıştırıcı, ötekileştirici ve damgalayıcı tweet'leri betimlemek, anlamak ve kültürel değerler bağlamında değişen yaşlılık algısına yorum getirmek amaçlanmıştır. Çalışmanın amacına bağlı olarak nitel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Çalışmada temellendirilmiş kuram deseni kullanılarak, Mart 2020 ile Ocak 2021 arasında geçen sürede paylaşılan tweet'ler derlenmiş, üç ana temaya ulaşılmıştır. Temalar; yaşlıların virüsü yaydıklarını düşünme söylemi, yaşlılarla alay etme ve yaşlıları küçümseme söylemi, yaşlılara karşı nefret söylemi olarak belirlenmiştir. Temalar altında 10 tweet'e yer verilmiş ve tweet'ler Erving Goffman'ın damgalama kuramı bağlamında, Teun A. van Dijk'ın eleştirel söylem analizi modeli çerçevesinde analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, Türk kültüründe geçmişten günümüze var olan yaşlılara yönelik olumlu söylem ve davranışların, olumsuza doğru evrildiği anlaşılmıştır. Özellikle COVID-19 döneminde bu durumun artış gösterdiği üzerine yorum getirilmiştir. Çalışma, yaşlılara yönelik olumsuz söylem ve davranışları ortadan kaldırmaya yönelik önerilerde bulunularak sonlandırılmıştır.