Özet:
Bu tezde birçok alanda ve türde eser kaleme alan tarihçi-edip Reşat Ekrem Koçu’nun
queer öznelliği queer teori bağlamında incelenmektedir. Queer teori hem bilimsel bir
çalışma alanı hem de sahada bir aktivizm alanı olarak normativitenin karşısında
konumlanır. Heteronormatiflik mücadelesinden ivmelenen teori daha sonra tüm
oluşları kapsayıcı bir yapıya bürünmüştür. Reşat Ekrem Koçu’nun metinleri ve
öznelliği heteronormativitenin karşısında konumlanması dolayısıyla queerin sahasına
girer. Bu tezde Koçu’nun queer pratiklerini Foucault’nun söylem-iktidar ilişkisi
üzerinden düşünmenin imkânları araştırılırken ulus-devletin arzu ve talep ettiği özne
olamamak bağlamında hayatı bir queer olarak deneyimleyen yazarın hayatındaki
belirlenimsizlik queer teori bağlamında tartışılmaktadır. Reşat Ekrem Koçu daha
önce bir queer okumaya tabi tutulmamıştır; bu tez ile Kızlarağasının Piçi adlı
eserinde Osmanlı homoerotik kültüründen hareketle yazarın queer öznelliğinin
söyleme yansıması ele alınacaktır. Koçu’nun, içinde bulunduğu heteronormiye
tabiyet tedbiriyle alenen üstlendiği bir eşcinsel kimliği olmasa da onun eserlerinde,
queer öznelliğinin izleri görülür. Koçu, sadece cinsel öznelliği dolayısıyla değil,
ulus-devletin ulusal tarih tezinin karşısında imparatorluğu anlatmaya devam ederek
de ötekidir. O, türlerin sınırlarını törpüleyerek anlatılarında da melezlik kurmasıyla
da ötekidir. Tarihi edebiyatla, bilimi kurguyla karıştırarak kendine has anlatı türleri
üretir. Bu tezde normun ve ötekinin yazar tarafından metinde anlamlandırma
süreçleri ve ulusal heteroseksüelliğin dışında kalan ayrıntılar henüz Türkçe edebiyat
eleştirisi kanonunda çok yer bulamamış queer eleştiri perspektifinden okunacaktır.