This thesis focuses on the Quadrilateral Security Dialogue within the general framework of 'China's Regional Security Policy'. Firstly, the US-China bilateral relations and the changing nature of both countries' relationship in the Asia-Pacific region is significant. The South China Sea and the East China Sea have always been a hot topic, particularly due to territorial disputes, and over time new problems have aroused concerning both seas. The increasing importance of the oil and gas exploration has enhanced in direct proportion to sovereignty claims. China has adopted the New Silk Road project under the leadership of Xi Jinping, which is associated with the assertive behavior of the country. The Belt and Road Initiative consists of two interrelated projects: Silk and Road Economic Belt (SREB) and 21st Century Maritime Silk Road. While the SREB is planned to reconstruct and modernize the traditional silk road which would connect Central and South Asia with Europe, the Maritime Silk Road (MSR) is designed to integrate the maritime countries notably in Southeast and South Asia. The Quad might be founded a short time ago; however, the basis of the establishment goes back to the relief activities after the tsunami in the Indian Ocean in 2004. The first Quad attempt failed due to the wariness of bilateral relations with China. Nevertheless, in the light of the developments in the Asia-Pacific or Indo-Pacific (the new term that is used to describe the region especially by the Quad members) and China's actions have led the Quad member's want to try it again. Even though the future of the dialogue remains uncertain, it is still promising.
Bu tez ‘Çin’in Bölgesel Güvenlik Politikası’ genel çerçevesi içerisinde ‘Dört Taraflı
Güvenlik Diyaloğu’na odaklanmaktadır. İlk olarak, ABD-Çin ikili ilişkileri ve her iki
ülkenin Asya-Pasifik bölgesindeki ilişkilerinin değişen doğası önemlidir. Güney Çin
Denizi ve Doğu Çin Denizi, özellikle toprak anlaşmazlıkları nedeniyle her zaman
sıcak bir konu olmuştur ve zaman içerisinde her iki denizle ilgili yeni sorunlar ortaya
çıkmıştır. Petrol ve gaz aramalarının artan önemi egemenlik iddialarıyla doğru
orantılıdır. Çin’in, Xi Jinping önderliğinde Yeni İpek Yolu projesini benimsemesi
ülkenin agresif davranışlarıyla ilişkilendirilmiştir. Kuşak ve Yol Girişimi birbiriyle
ilişkili iki projeden oluşmaktadır: İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz
İpek Yolu. İpek Yolu Ekonomik Kuşağı, Orta ve Güney Asya’yı Avrupa’ya
bağlayacak geleneksel ipek yolunu yeniden inşa ve modernize etmesi planlanırken;
Deniz İpek Yolu, deniz ülkelerini özellikle de Güneydoğu ve Güney Asya’ya entegre
etmek için tasarlanmıştır. Dörtlü Diyalog kısa süre önce kurulmuş olmasına rağmen
kuruluşunun temeli 2004 yılında Hint Okyanusu’ndaki tsunamiden sonraki yardım
faaliyetlerine dayanmaktadır. İlk Dörtlü Güvenlik Diyaloğu girişimi Çin’le ikili
ilişkilerdeki ihtiyatlılık nedeniyle başarısız oldu. Bununla birlikte, Asya -Pasifik veya
Hint-Pasifik (özellikle Dörtlü Diyalog üyeleri tarafından bölgeyi tanımlamak için
kullanılan yeni terim) ve Çin’in eylemleri Dörtlü üyelerin yeniden denemek
istemesine yol açtı. Diyaloğun geleceği belirsizliğini korusa da hala umut
vermektedir.
