Özet:
Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti'nin politikalarında kültür varlıklarına ayrılan yer incelenmektedir. Konunun sınırlandırılması amacıyla 1923-1960 yılları arasında İstanbul'daki taşınmaz kültür varlıklarına yönelik uygulamalara öncelik verilmiştir. Konuya ilişkin devlet politikalarının tespitinde hükumet ve parti programları, dönemin cumhurbaşkanları ile öne çıkan diğer devlet adamlarının söylev ve demeçleri, devlet idaresinin konuya ilişkin aldığı kararlar ve çıkardığı yasalar esas alınmıştır. İncelenen yıllarda kültür varlıklarıyla alakalı karar alma yetkisi bulunan Maarif Vekâleti, Vakıflar Umum Müdürlüğü ve İstanbul Belediyesi gibi kurumların faaliyetlerine bakılarak devlet nezdinde alınan kararların nasıl uygulandığına bakılmıştır. Ayrıca kültür varlıklarına yönelik yaklaşımları ile öne çıkan Türk Tarih Kurumu, Halkevleri, Köy Enstitüleri, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu gibi diğer kültür kurumları ve bazı sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri de dönemin bakış açısını yansıttığı için çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırmamıza konu olan yıllara ilişkin yasal düzenlemeler daha önce bazı çalışmalarda detaylı biçimde ele alınmış, ancak arşiv ve basın kaynakları ile yeterince desteklenmemiştir. Bu çalışmada dönemin devlet kurumları arasındaki yazışmalar başta olmak üzere arşiv evrakından, şahıs arşivlerinde bulunup resmi evraka ışık tutabilecek kişisel belgelerden ve döneme ait seçilmiş gazete ve süreli yayınlardan faydalanılmıştır. Erken Cumhuriyet yıllarında alınan kararlar, inkılaplar, değişen laiklik ve milliyetçilik algısı, İkinci Dünya Savaşı, çok partili hayata geçiş gibi kararların kültür varlıklarına tesiri, ayrıca turizm ve imar meselesi gibi kültür varlıklarını doğrudan etkileyen gelişmeler çalışmanın alt başlıklarındandır. Araştırma metodu klasik tarihselcilik (historiszm) olmakla birlikte, devletin merkezi rolünün yanı sıra her dönem sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmeler ışığında eleştirel bir gözle incelenmiştir. Araştırmanın sonunda odaklanılan dönemlerde devletin tarihi eserleri öne çıkaran ve koruyucu nitelikte bir kültür politikası olmadığı, incelenen yıllarda kültür varlıklarının korunmasında mevcut sorunların günümüzde hâlâ var olduğu görülmüştür. Buna rağmen bazı devlet idarecilerinin kişisel merakı ve özverili gayreti, bazı kurumların dikkatli çalışmaları ve genel politikaların değişmesiyle birlikte kültür varlıklarına yönelik ilginin günümüze değin artarak devam ettiği kabul edilmektedir.