YTÜ DSpace Kurumsal Arşivi

Leylâ Erbil'in anlatılarında "aitsiz kimlikler"

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Şahin, Burcu
dc.date.accessioned 2022-03-30T07:30:43Z
dc.date.available 2022-03-30T07:30:43Z
dc.date.issued 2021
dc.identifier.uri http://dspace.yildiz.edu.tr/xmlui/handle/1/12762
dc.description Tez (Doktora) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021 en_US
dc.description.abstract Leylâ Erbil, 1971 yılında yayımlanan ilk romanı Tuhaf Bir Kadın ile tartışmaya başladığı meseleleri 2013'te Tuhaf Bir Erkek ile sonlandırır. İki anlatı arasında Karanlığın Günü, Mektup Aşkları, Cüce, Üç Başlı Ejderha ve Kalan adlı metinler bulunur. Genellikle feminist kuramlar çerçevesinde değerlendirilen bu metinlerde insan oluş, “kendi için varlık”, kendilik kaygısı, kendilik etiği gibi meseleleri merkeze almak mümkündür. Bu anlatılar biçimsel yapılarına paralel olarak tematik açıdan da döngüseldir. Yedi anlatının neredeyse tek bir eserin bölümleri olduğu dahi düşünülebilir. Bu çalışmada birbirini doğuran anlatıların esas meselesi kendilik etiği olarak belirlenmiştir ve bireyliğini/varlığını, her türlü kurumla çatışarak koruyan kadın yazarlar ele alınacaktır. Mücadelenin neticesinde Cüce metnindeki Zenîme Hanım'ın ifadesiyle birer “aitsiz kimlik” oluşları tespit edilecektir. Foucault'nun “kendini biçimlendirme teknolojileri” teriminden hareketle benlik, kendini yapılandırma, insan oluş sorunsallarına aitsizlik üzerinden yaklaşılacaktır. Kısaca, “aitsiz kimlik” yaratmak tahakküme karşı alınan tavrın sonucudur. Özne, kendine nefes alanı açmak için kendini izlemek, anlamlandırmak, etik değerlerini belirlemek gibi birtakım teknikler uygular ve bu tavır sonsuz bir mücadele içine adım atarak kendi hakikatinin peşinden gitmekle neticelenir. Leylâ Erbil'in çalışmaya konu edilen anlatılarındaki kadın-yazar başkişiler, ideolojik aygıtlarla etrafı sarılan birey için kendi olmanın imkânsızlığının farkındadırlar ve bunun için başka bir yol bulmak gerektiğini düşünürler. Bireyin yaralı bir bilincinin olduğunu baştan kabul ederek deliliğe varan bir çizgide mücadele ederler. Mücadele boyunca eleştirel tavır, kendinle ve dünyayla araya mesafe koymak önemlidir. Bu minvalde kendini biçimlendirme tekniklerinden sayılan parrhêsia oyununda hakikate ulaşmak için doğruyu söylemek, haysiyetli, erdemli bir hayat yaşamak, adaleti sağlamak yazıyı ve hayatı bunun üzerine inşa etmek kendiliğini kurmak anlamına gelir. Leylâ Erbil metinlerinde kendilik ve insan oluş, gerektiği anda konuşma ile biçimlendirilir. Kolektif hafızayı oluşturan toplumsal acıların mikro düzeyde birer tarih anlatısı olarak kurgulanması bir borç öder gibi kayda geçirilir. Kültürel travma sonucu toplumun iyileştirilmesi ve adalet duygusunun sağlanması için kolektif unutuşa izin vermeyerek, söz yitimine karşı uyanık kalarak belleği diri tutmak, böylelikle bireyi de sağaltmak “kendinde kendi” olmanın yani “aitsiz kimlik”in gerekliliğidir. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.subject Leylâ Erbil'in eserleri en_US
dc.subject Aitsiz kimlik en_US
dc.subject Kendilik teknolojileri en_US
dc.title Leylâ Erbil'in anlatılarında "aitsiz kimlikler" en_US
dc.type Thesis en_US


Bu öğenin dosyaları

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster