Özet:
Çevirinin ve çevirmenlerin "görülebilirliği"/"görülemezliği" ve "sesi"/"sessizliği" çeviriye ilişkin söylemlerin belirleyici bir ögesi olmuştur. Metin türü, biçimi ve biçemi kaynaklı çok yönlü şartlar ve kaynak/erek edebiyat dizge normları, çevirmenlerin karar alma stratejilerini belirleyen temel ögelerdendir. Bu tez, biçemsel anlamda dilsel bir kısıtlama temelinde yazılmış bir yapıtın çevirilerinde çevirmenlerin "varlık" ve/veya "yokluk"larına dair bir inceleme sunmaktadır. Tezin amacı, çevirmenin metin içerisindeki "varlık"/"yokluk" durumlarını, çevirmenin "görülebilirliği"/"görülemezliği", "sesi"/"sessizliği" olgularına dayanarak sorgulamaktır. Bu bağlamda, çevirinin bir yorumlama süreci ve çevirmenin de bir yorumlayan ve yeniden yazan olduğu önermesinden yola çıkılmıştır. Tezin inceleme nesnesi, Georges Perec'in La Disparition romanının Türkçeye Cemal Yardımcı tarafından aktarılan Kayboluş çevirisi, İngilizceye ise Gilbert Adair tarafından kazandırılan A Void çevirisi ile bu yapıtlara dair üst metinlerdir. Tezin bütüncesi, çevirmenin "görülebilirliği" ve "sesi" üzerine kaleme alınmış kuramsal metinler ışığında incelenmiştir. İnceleme, salt anılan çeviri olgularını betimlemeyi amaçlamaktadır; çünkü betimleyici bir bakış açısı, çevirmen tercihlerini kültürel ve tarihsel bağlamda tüm gerekçeleriyle irdelemeyi mümkün kılmaktadır. Bu yorum tercihleri çevirmenin "görülebilirliği"/"görülemezliği", "sesi"/"sessizliği" olgularına ait çeviri söylemine ilişkin veriler sunmaktadır. İncelemenin sonunda çevirmenlerin, La Disparition romanının Türkçe ve İngilizceye çevirilerindeki "varlık"/"yokluk" durumlarının, hem birbirinden ayrı hem birbirinin benzeri veriler sunduğu tespit edilmiştir. Bir başka deyişle, gerek çeviri/çevirmen söylemlerinin gerekse çeviri/çevirmen üzerine söylemlerin incelenmesiyle, "görülebilirlik"/"görülemezlik", "ses"/"sessizlik" olgularının karmaşık ve değişken yapısı dil ve kültür kısıtlamaları bağlamında açıklanmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, yapılan bu çalışmanın sonunda, yazınsal, dilsel, kültürel, türsel, yapısal, biçemsel, anlamsal vb. birçok metin-odaklı ögeyle birlikte, çevirilerin bir parçası olduğu kültür ve edebiyat dizgesinin farklı koşullarının, ülkede süregelen çeviri geleneği bağlamında, çevirmene ilişkin "görülebilirlik/görülemezlik" ve "ses/sessizlik" algısını etkilediği iddia edilebilir. Ayrıca, çeviribilimdeki çağdaş çeviri yaklaşımlarının, geleneksel "özgün-çeviri" ilişkisinin sökülüp yeniden kurgulanmasına katkıda bulunarak anılan algıyı olumlu yönde şekillendirdiği söylenebilir.