Özet:
Bu çalışma, Türkiye'de 2011 yılından itibaren artmaya başlayan yeni göç dalgalarıyla birlikte önem kazanmaya başlayan toplum çevirmenliğinin Türkiye'de sahadaki yansımalarının izini sürerek güncel bir profilini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Cronin'in öngördüğü gibi (Cronin, 2008), göç olgusu gelecekte daha da ivme kazanacak ve yakınlık algılarımız belki de tamamen değişmek zorunda kalacaktır. Gelişmiş toplumlarda göçmenlerle olan toplumsal mesafe artacak ve dolayısıyla çeviri daha önemli bir konuma gelecektir. Bu bağlamda, toplum çevirmenleri kültürlerarası iletişimi kolaylaştıran, dilsel engelleri hafifletici rolleriyle ele alınabilirler. Toplum çevirmenleri, diller arası çeviri yapmak dışında, iki toplum arasındaki kültürel farkları açıklama konusunda da bir işleve sahiptirler. Bu anlamda birer kültürel aracı olarak düşünülebilirler. Bütün bunlara rağmen, toplum çevirmenlerinin yeterince görünür olmadıkları ve Türkiye'de STK'lar bağlamında toplum çevirmenliği üzerine yapılan çalışmaların oldukça az olduğu görülmektedir. Araştırma, İstanbul'un Sultanbeyli ilçesinde bulunan çeşitli STK'larda görev yapan, yerleşik halk ile mülteciler arasında köprü görevi gören toplum çevirmenlerinin kim olduklarını, kişisel tarihlerini, Bourdieu'nün dilsel habitus olarak kavramsallaştırdığı dilsel yatkınlıklarını (Bourdieu, 2016), göç ve Türk toplumuna uyum süreçlerini, çevirmen olarak rollerini, ne kadar profesyonel olduklarını, çalıştıkları kurumlarda uzmanlarla ve hizmet alan kişilerle olan etkileşimlerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bourdieu'nün çeviri sosyolojisinde temel kavramlar olarak kabul edilen alan, habitus, sermaye, düşünümsellik, özdüşünümsellik, illusio, doxa, Bauman'ın akışkanlık, Goffman'ın sahneleme ve performans kavramlarından hareket edilerek, Sultanbeyli'deki toplum çevirmenliği pratiklerine odaklanılmıştır. Göç ile çeviri arasındaki ilişkisellik bütünü etnografik ve nitel analiz yöntemleriyle açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.