Özet:
Kistik fibrozis otozomal çekinik geçiş gösteren, beyaz ırkta en sık rastlanan genetik hastalıktır. Dünyada prevalansı yaklaşık olarak her 3000 bebekte 1 olarak saptanmıştır. Pankreas, bağırsak, akciğer, ter bezleri ve dış salgı bezleri gibi vücudun birçok önemli sistem ve organını aynı anda etkileyebilen bu rahatsızlıkta, sindirim sistemi ve solunum sistemi kalın ve yapışkan bir mukoza salgısıyla tıkanır. Hastaların yaşam süresinin ortalama 37 sene ile sınırlandığı bu hastalıkta, etkin tedavilerin erken başlatılabilmesi için erken tanının önemi giderek artmaktadır. Yenidoğanda kandaki, İmmunoreaktif Tripsinojen (IRT) düzeyi, normal yenidoğan kanına gore 5 ile10 kat daha fazladır.IRT bir yenidoğan tarama aracıdır ve yenidoğan tarama programlarında ilk incelenmeye başlanan belirteç olmuştur Bu hastalığın erken tanısı Amerika, Yeni Zelanda ve birçok Avrupa ülkesinde yenidoğan tarama programında uygulamadadır. Tarama programlarında, bebeklerin topuk kanından IRT düzeylerine bakılmakta, bazı ülkelerde ise DNA testi ile gen mutasyonu incelenmektedir. Ülkemizde de 2015 yılı itibariyle, T.C. Sağlık Bakanlığı Yenidoğan Ulusal Tarama Programında yenidoğan topuk kanı örneklerinde Kistik Fibrozis hastalığının taranması zorunlu testler arasına alınmış ve IRT analizlerine başlanmıştır. Kistik fibrozisin tanısında kullanılan ELISA temelli tanı kitleri yurt dışından ithal edilmekte ve ülke ekonomisine büyük külfet oluşturmaktadır. Bu sorunları aşmak amacıyla konu ile ilgili ülkemizde yapılan çalışmalar da oldukça yetersizdir. Bu nedenle tümüyle yurt dışından satın alınan, yılda yaklaşık 1 270 000 yeni doğan bebek için yapılacak ve tekrar testleriyle birlikte yaklaşık 2 000 000 adete ulaşacak olan IRT test kiti ihtiyacı ülkemiz için çok önemlidir.
Bu tez çalışmasında Kistik fibrozisin tanısına yönelik geliştirilmesi planlanan yerli ELISA kitlerinde kullanılmak üzere IRT2’ ye karşı monoklonal ve poliklonal antikorlar üretildi. Bu amaçla, ticari olarak temin edilen IRT2 antijeni ile 6-8 haftalık BALB/c türü fareler immünize edildi. Hibridoma teknolojisi kullanılarak güçlü antikor yanıtı alınan fareler ile 7 ayrı füzyon çalışmaları gerçekleştirildi. Füzyonlarda, B lenfosit kaynağı olarak dalak organı kullanıldı. Dalak hücreleri ile fare myeloma hücreleri, polietilen glikol varlığında birleştirildi. Füzyon çalışmaları sonucunda 3 adet klonun ürettiği antikorun IRT2 antijeni ile özgün reaksiyon verdiği dolaylı ELISA yöntemi ile belirlendi.
Sonuç olarak; elde ettiğimiz bu monoklonal antikorlar kullanılarak yenidoğan kanlarında IRT2'nin tespiti için hızlı, basit, güvenilir ve hassas sistemler olan ELISA tanı sistemlerinin geliştirilmesi mümkün olacaktır.