Özet:
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde kanser hastalığının giderek artış göstermesiyle birlikte literatürde kanser hücre hatları üzerine birçok yayın yapıldığı gözlenmektedir. Farklı tür kanser hücre hatlarıyla yapılan çalışmaların birçoğunda antikanser özellikteki etkin maddenin kanser hücreleri üzerindeki etkisi incelenmektedir. Geçtiğimiz son otuz yılda, kanser ilaçlarının bitki ekstraktlarından elde edildiği gözlemlenmektedir. Günümüzde kanser tedavisinde kullanılan bitki kökenli ilaçlar yer almaktadır. En iyi kanser ilaçları olarak bilinen vincristine ve vinblastine, Vinca alkaloidleri olarak adlandırılan Vinca rosea (Cezayir menekşesi) bitkisinden izole edilmektedir, bunun yanısıra taksol ilacının etken maddesi porsuk ağacından elde edilmekte ve kanser tedavisinde yaygın olarak kullanılan kemoterapötik ajanlardır. Doğal ürünlerin incelenmesi kanser tedavisinde kullanılan yeni ilaçların keşfedilmesinde önemli bir yere sahiptir.
Bitkilerden hidrodistilasyon yöntemiyle elde edilen uçucu yağlar, özellikle antimikrobiyal aktivite gibi çok çeşitli biyolojik aktiviteler göstermekte ve uzun zamandır çeşitli insan hastalıklarını tedavi etmek için kullanılmaktadır. Bazı uçucu yağların kanser hücreleri üzerinde hücre proliferasyonunu inhibe ettiği ve hücreyi apoptoza götürdüğü belirtilmiştir.
Asya mutfağında yaygın olarak kullanılan Curcuma longa Linn ve Zingiber officinale Roscoe bitkilerinin bileşenleri; antikanser, antioksidan gibi önemli özellikler taşımaktadır. Curcuma longa Linn ve Zingiber officinale Roscoe bitkilerinin üzerine en çok araştırılma yapılan bileşenleri sırasıyla curcumin ve gingerollerdir.
Kanser hücrelerinde artan proliferasyon potansiyelinin indirgenmesi hücre devrinde rol alan siklinler ve sikline bağımlı kinazlar (CDK)’ı hedef haline getirmiştir. CDK inhibitörlerinden biri olan roskovitin, CDK’ların ATP bağlanma bölgesine bağlanmak için ATP ile rekabet etmektedir. Roscovitin; hücre döngüsü, kanser, apoptoz ve nörobiyoloji çalışmalarında biyolojik bir molekül olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tez kapsamında kurutulmuş Curcuma longa Linn ve Zingiber officinale Roscoe bitkilerinden hidrodistilasyon yöntemi ile bitkilerdeki uçucu yağlar elde edilmiştir. Hücre kültürü teknikleriyle; HepG2, A549 ve C6 kanser hücre hatları her biri optimum koşullarda kültüre edilip, MTT yöntemi ile uçucu yağların sitotoksisitesi beş farklı konsantrasyonda 10 μg/mL, 100 μg/mL, 250 μg/mL, 500 μg/mL, 1000 μg/mL olarak değerlendirilmiştir. Bunun yanısıra kemoterapötik bir ajan olan roskovitinin yapılan literatür taramasında üç farklı kanser hücre hattının IC50 değerleri için; HepG2 karaciğer kanser hücre hattında 10 μM, A549 akciğer kanseri hücre hattında 20 μM, C6 glioma hücre hattında 30 μM dozları kullanılmıştır.
Deneysel veriler doğrultusunda; Curcuma longa Linn bitkisinden elde edilen uçucu yağın beş farklı konsantrasyonda HepG2 karaciğer kanseri hücreleri üzerindeki IC50 değeri 256 μg/mL, A549 akciğer kanseri hücreleri üzerindeki IC50 değeri 448 μg/mL, C6 glioma hücreleri üzerindeki IC50 değeri 252 μg/mL‘dir. Zingiber officinale Roscoe bitkisinden elde edilen uçucu yağın beş farklı konsantrasyonda HepG2 karaciğer kanseri hücreleri üzerindeki IC50 değeri 153 μg/mL A549 akciğer kanseri hücreleri üzerindeki IC50 değeri 365 μg/mL, C6 glioma hücreleri üzerindeki IC50 değeri 60 μg/mL‘dir.
Sonuç olarak, kurutulmuş Curcuma longa Linn ve Zingiber officinale Roscoe bitkilerinden elde edilen uçucu yağların ve roskovitin ajanının HepG2, A549 ve C6 kanser hücre hatları üzerindeki sitotoksik etkileri in vitro olarak incelenmiştir.