Özet:
Dünyanın var oluşundan bu yana doğada mevcut olan elementler, sahip oldukları özellikleriyle hem çevreye hem de canlı sağlığına etki etmektedirler. Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında hızla ilerleyen endüstriyelleşme ve sürekli artan nüfusa dayalı olarak insan faaliyetlerinin çevreye yaydığı çeşitli kimyasal bileşenler, yer kabuğu üzerindeki ağır metal kirliliğinin hızla artmasına sebebiyet vermektedir. Benzer şekilde, doğadaki radyoaktif elementlerin mevcudiyeti de canlıların maruz kaldığı radyasyon miktarını hem direkt hem de dolaylı olarak etkilemektedir. Ağır metal ve radyasyon kirliliklerinin seviyelerindeki artış canlıların maruziyet düzeylerini de gitgide arttırmaktadır. Bu maruziyetlerin belli bir seviyeyi aşmaları halinde gerek toksik gerekse kanserojen etki gösteren ağır metaller ve radyasyon, çeşitli sağlık sorunları tehdidini ortaya çıkarmaktadır. Bu sonuçlar göz önüne alındığında bir bölgedeki radyoaktivite ve ağır metal düzeylerinin tespit edilmesinin halk sağlığı açısından büyük önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Bu tez çalışmasında Edremit Körfezi'nin belirli noktalarından alınan deniz sedimenti örneklerindeki ağır metallerin ve radyoaktif elementlerin varlığı araştırılmıştır. Ağır metal varlığının tayininde Lazerle İndüklenmiş Plazma Spektroskopisi (LIBS) ve X-ışını Floresans (XRF) Spektroskopisi olmak üzere iki farklı yöntem kullanılmıştır. Yapılan çalışmada bu yöntemlerin avantajları ve dezavantajları sonuçlarıyla beraber değerlendirilmiştir. Gama spektroskopisi için ise yüksek saflıkta Germanyum (HPGe) dedektörü ile ölçümler gerçekleştirilmiş olup bölgedeki radyoaktivite seviyesi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar daha önce yapılan çalışmalarla karşılaştırılmıştır ve otoritelerce kabul görülen referans değerlerle uyumluluğu araştırılmıştır.