Özet:
En çok su kullanan endüstriler arasında yer alan tekstil endüstrisi,Türkiye açısından önemli bir yere sahiptir. Kullanılan hammadde ve kimyasal maddelerin, gerçekleştirilen proseslerin, her proses için uygulanan teknolojilerin çeşitliliği, endüstride yapının son derece değişken olduğunu göstermektedir. Fakat genel olarak bu atıksular, yüksek BOİ, KOİ, alkalinite ve renk içeren sulardır. Bu noktada tekstil atıksularının arıtımı çevresel açıdan oldukça önem kazanmaktadır. Atıksu arıtımında membran teknolojileri geniş uygulama alanı bulmuş bir teknolojidir. Tekstil atıksularının arıtılıp geri kazanımında membran prosesleri geri kazanım ihtiyacını yüksek performanslarıyla karşılayabilmektedir. Bu tez kapsamında, nanofiltrasyon (NF) membranıyla arıtım sonucu oluşan konsantrenin doğrudan ve ozonla ön işlem sonrası anaerobik arıtılabilirliği araştırılmıştır. En uygun ozon dozunu belirlemek için yapılan optimizasyon sonuçlarına göre, ozonlamanın 30L kuru-hava/saat debi ile 10 dk süresince yapılması gerektiği belirlenmiştir. Ön arıtma dozunun seçimi tüm tesisin performansını etkilemektedir. Ozonlama sonrası KOİ'de küçük bir azalma meydana geldiği ve atıksuların sahip olduğu rengin büyük ölçüde giderildiği görülmüştür. Ham ve ozonla ön işlem görmüş konsantrelerin anaerobik reaktörlerde arıtımıyla sırasıyla ortalama %56 ve %63 KOİ giderim verimi sağlanmıştır. Ayrıca, ozonlanmış ve ozonlanmamış konsantre akımları için moleküler ağırlık dağılım çalışması gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları konsantre akımında büyük moleküler ağırlığa sahip organik maddelerin anaerobik reaktörde önemli ölçüde parçalanabildiğini göstermektedir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, önemli ölçüde su tüketim kapasitesine sahip tekstil endüstrisi atıksularının membran teknolojileri ile arıtılması sonucu oluşan konsantre akıma, biyolojik arıtımdan önce ozonlama prosesi ile ön arıtım uygulanmasının anaerobik sistemde arıtma verimini arttırdığı ve büyük moleküler ağırlığa sahip organik maddelerin önemli ölçüde parçalandığı görülmüştür.