dc.description.abstract |
Amerikalı yazar William Faulkner (1897-1962) Sanctuary (1931) kitabını editörün
talebi üzerine yeniden kaleme almak zorunda kalır, zira editöre göre kitabın mevcut
haliyle yayımlanması hem kendisi hem de yazar için bir hapis cezası ile sonuçlanabilir.
Yeniden yazım sonucu üzerinde uzlaşılan metin 1931 yılında yayımlanır ve 1961,
1967 ve 2007 yıllarında yayımlanan Türkçe çevirilerin kaynak metni olarak kabul
edilir. Editörlerin metinlerde düzeltme talep etmesi edebiyat dünyasında olağan bir
durumdur, ancak buradaki yeniden yazımı tartışmaya açan, reddedilen metnin önce
1972 yılında The University of Texas Press tarafından, daha sonra da 1981 yılında
Random House tarafından Sanctuary: The Original Text adıyla yayımlanmış
olmasıdır. On yıllar boyunca arşivlerde saklanan bir metnin yeniden gündeme gelmesi
ve erişilebilir olması kaynak kültürde çeşitli tartışmaları beraberinde getirir. Yeniden
yazımla metnin edebi kusurlarının giderildiğini düşünenler, tartışmanın birinci ayağını
oluşturur. Bu fikre katılmayıp ilk metnin de kendi içinde bir bütünlük ve edebi standart
barındırdığını ve yeniden yazımın bir iyileştirme ya da gelişme gibi algılanmaması
gerektiğini iddia edenlerse tartışmanın ikinci ayağını oluşturur. Bu iki kutup etrafında
toplanan görüşler, reddedilen metinle yeniden yazılan metnin edebi karşılaştırmasına
dayanmaktadır. Ne var ki söz konusu metnin yeniden yazımı şimdiye dek çeviribilim
bağlamında ele alınmamıştır.
Sanctuary özelinde gerçekleşen yeniden yazımı çeviribilim bağlamında ele alan bu
tezdeki tartışmanın çıkış noktasını André Lefevere’in çeviri tanımı oluşturmaktadır.
Zira Lefevere’in “çeviri, özgün bir metnin yeniden yazımıdır” (Lefevere, 1992, vii)
ifadesi, tersine yapılan bir okumayla, Sanctuary örneğindeki yeniden yazımın bir
çeviri olup olmadığını sorgulatmaktadır. Akla gelen ikinci soru, kaynak kültürde
yeniden yazımı gerçekleştirenin metnin yazarı olmasından hareketle, buradaki yeniden
yazım olgusunun bir öz-çeviri olup olmadığıdır. Yeniden yazım aynı dil içinde
gerçekleştiği için incelenen çeviri olgusu bir diliçi çeviri olarak değerlendirilebilir,
ancak öz-çeviri kavramının alanyazında sadece dillerarası çeviri boyutuyla ele alındığı
görülmektedir. Öz-çeviri kavramının tanımındaki bu sınırlılık, kavramın Sanctuary
örneğinde nasıl ele alınabileceğini de tartışmaya açmaktadır.
Kaynak kültür bağlamında diliçi çeviri ve öz-çeviri kavramlarıyla yürütülen tartışma,
erek kültürde yerini yeniden çeviri ve dolaylı çeviri kavramlarına bırakır. Türkçeye üç
kez çevrilen tek Faulkner metni olma özelliği taşıyan Sanctuary’nin yeniden çevirisini
gerekli kılan koşullar, kaynak metin ve çeviri metinler arasında yapılacak bir
karşılaştırma ile anlaşılmaya çalışılacaktır. Sözü geçen üç çevirinin de ara metinden
gereken nokta, üç çeviri metinde de yukarıda sözü edilen editör tarafından reddedilen
özgün metnin daha sonra yayımlanmış olmasının göz önünde bulundurulmamasıdır.
Çevirilere kaynaklık eden metnin aslında başka bir metnin yeniden yazımı olduğu
dikkate alınarak 1931 basımlı metne bir sözde-kaynak metin şeklinde yaklaşılıp
yaklaşılamayacağı da tezde tartışmaya açılacaktır. Tartışma sırasında bu sözde-kaynak
metnin özünde bir ara metin niteliği kazanıp kazanmadığı irdelenecektir. Bu anlamda,
Türkçeye 2007 yılında kazandırılan son çevirinin özgün metnin yayımlanmasından
sonra gerçekleşmiş olması, dolaylı çeviri tartışmalarının da önünü açmaktadır.
Kaynak ve erek kültürlerde farklı kavramlar üzerinden yürütülen tartışmalar sırasında
çeviribilim alanında yeni kavramsallaştırmalara ihtiyaç duyulduğu gözlemlenmiştir.
Tez, tespit edilen bu ihtiyaçların giderilmesine katkıda bulunmak adına çeşitli
kavramsal önerilerle son bulacaktır. |
en_US |