Özet:
Türk yazınının kuşkusuz en etkili ve önemli adlarından biri Nazım Hikmet Ran’dır.
Nazım, yıllar içinde kendini ve sanatını sürekli yenilemiştir. Birçok yazar, eleştirmen
ve edebiyatçı tarafından bu yenilenmelerin doruk noktası olarak Nazım’ın başyapıtı
diye nitelendirilen “Memleketimden İnsan Manzaraları” gösterilmektedir. Bu
yapıtında, deneyimlediği tüm sanat kollarını ustaca bir araya getirip Türk yazını için
yeni bir tür üretmiş olduğu söylenebilir. Şiirin az sözcükle çok şey söyleyebilme
özelliğinden faydalandığını ifade etse de anlatıda sinema, tiyatro, destan ve roman
unsurları da görülebilmektedir. Biçimindeki yeniliklere ilaveten, içerik de özgün ve
çarpıcıdır. Yıllar içinde, kendisinin de belirttiği üzere, özellikle Türk hapishanelerinde
geçirdiği on yılı aşkın süre boyunca tanıdığı Anadolu insanını, olabildiğince gerçek ve
yalın ifadelerle yapıtında ele almıştır. Anlatının çıkış noktası da olağan hayatlar
yaşayan insanların yaşamlarını tek birine odaklanmadan aktarmaktır. Bu bakımdan,
yazımı uzun yıllar sürmüş ve tasarladığı anlatı birçok yönden kendini aşmıştır. Bu
çalışmada, “Memleketimden İnsan Manzaraları”nın oluşum sürecine etki etmiş
olabilecek unsurlar, etnografik yöntemlerle yazdığı mektuplar ve hakkında yazılanlar
irdelenerek açıklanmaya çalışılacaktır. “Memleketimden İnsan Manzaraları” adlı
yapıtın, 2002’de yayımlanmış en bütüncül İngilizce çevirisi olduğundan söz edilen
“Human Landscapes from my Country” adıyla Randy Blasing ve Mutlu Konuk
tarafından İngilizceye kazandırılmış çeviri metni Jean Paul Vinay ve Jean Darbelnet
tarafından ortaya atılmış olan strateji ve işlemler ışığında betimleyici analiz
yöntemiyle ele alınıp çeviribilim alanına katkı sağlamak hedeflenmektedir. Son olarak,
çok fazla karakter içeren anlatıda, bu karakterlerin çevrildikleri erek dizgede nasıl
şekillendikleri incelenecektir.